Kelliğin tedavisi için son yüzyılda greftler, lokal flepler, doku genişletme yöntemleri, eksizyon yöntemleri, pucnh greftler ve mikro greftler kullanılmıştır. 1960-1990 yılları arası pucnh greftlerin kullanımı oldukça yaygınlık kazanmıştır. Fakat bu yöntemde büyük greftlerin kullanımı tatminkar olmayan sonuçlar doğurmuştur. 1980- 1990 yılları mikrogreftlerin kullanımı yaygınlık kazanmıştır.
Kullanılan fleplerin saç açılarının düzenlenememesi, donör alanda büyük skarlar, dog ear deformitesi gibi dezavantajları vardır. Ön saç çizgisi çok yapar durur. Nekroz, saç dökülmesi, gibi komplikasyonları olabilir.
Doku genişleticiler daha çok saçlı deri rekonstrüksiyon işleminde kullanılmaktadırlar. Yine yeni yöntemlerin gelişmesi ile eksizyon ve primer onarım tekniği saç ekimi için kullanılmamaktadır.
Günümüzde greftlerin elde edilmesi için foliküler ünite ekstraksiyonu kullanılmaktadır. Bu yöntem eski yöntemlere göre daha doğal sonuçlar elde edilebilmektedir.
1950 li yıllardan önce ekilen saç tellerinin de sonuçta dökülebileceği inancı yaygındı. Bu nedenle saç ekim çok önerilmemekte idi. Donor alandan alınarak saçsız bölgeye transfer edilen saçlar donor alandaki davranışlarını devam ettirmektedirler. Bu prensibe donor alan baskınlığı denilir. Bu prensibin öğrenilmesi ile saç ekiminde kalıcı sonuçlar alınabileceği öğrenilmiştir.
İlk yıllarda kullanılan greftler 4 mm- 5 mm büyüklüğünde idiler. Bu greftler altı ya da daha fazla saç teli içermekte idiler. Bu greftlerin kullanımı oldukça yapay bir görüntüye yol açmakta idi. Daha sonra daha küçük greftler kullanılmıştır. Minigreftler iki ila dört saç teli içerirken mikrogreftler bir ila iki saç teli içerirler.
Folilüler ünite greftleri bu greftlerden ayrılırlar. Bu greftler saçların doğal olarak oluşturdukları yapıların izaolasyonu ile elde edilirler. Bu yapılar genelde iki ya da üç saç teli içerirler. Doğal olarak bulundukları şekilde ekildiklerinden en güvenilir ve doğar sonuçlar elde edilmiş olur.